Bu yazımızda Türkçe sözlük yapısındaki kök ve ekler kavramını örneklerle birlikte taarif etmeye çalışacağız.
Bir sözcüğün aldığı tüm ekler atıldıktan sonra daha fazla parçalanamayan, anlamlı en küçük kısmına, kök denir.
Örnek:
dur -ak-lar-ı-mız-dan.
Örnekte de görüldüğü gibi, atabildiğimiz her şeyi attıktan sonra elimizde kalan, daha fazla parçalayamayacağımız “dur-”, bu sözcüğün köküdür.
İsim Kökleri
Varlıkların, kavramların, duyguların ismi olan köklere isim kökü denir.
İsim kökleri cümle içersinde, isim, zamir, zarf, sıfat, edat, ve bağlaç göreviyle kullanılabilir.
Dilimizde isim kökleri en fazla üç heceden oluşur.
Örnek:
Su, çiçek, bakır, ev, radyo, bardak, tuz, kitap, Araba…
İsim kökleri “mak – mek” mastar ekini alamazlar.
Örnek:
“kalemlik” sözcüğünün anlamlı en küçük parçası yani kökü “kalem” sözcüğüdür.
“kalem” sözcüğüne “-mek” veya “-mak” eklerinden birini getiremeyiz.
Bu nedenle “kalem” sözcüğü ad köküdür.
Doğadaki anlamsız seslerin taklit edilmesiyle oluşturulan köklere “yansıma kök” adı verilir.
Yansıma kökler, eylem işlevi taşımadıkları için isim kökü kabul edilir.
Örnek:
Şır, hor, gür, pat, küt, fıs, güm, çat, tık, me, hav…
Fiil Kökleri
Varlıkların hareketlerini bildiren sözcük kökleridir.
Fiil kökleri ‘-mek, -mak’ eklerini alabilir.
Örnek:
Koş-, gül-, bil-, ye-, sev-, üz-, yürü-, dur-, dinle-…
Bir kökün isim kökü mü fiil kökü mü olduğunu anlamak için kökün sonuna “-mek, -mak” ekleri getirilir.
Uygun düşüyorsa fiil köküdür.
Örnek:
“sevgi” sözcüğünün kökü “sev”dir.
“sev” sözcüğüne “-mek” ekini getirdiğimizde “sevmek” olur.
Mastar eki getirdiğimizde anlamlı bir sözcük elde edebildiğimiz için “sev-” fiil köküdür ve “sevgi” fiil köklü bir sözcüktür.
“solungaç” sözcüğünün kökü olan “solu” sözcüğü “-mak” eki alarak “solumak” olabilir.
Bu nedenle “solungaç” sözcüğü fiil köklüdür.
Bir sözcüğün kökü bulunurken kök ile sözcüğün ek almış hali arasında bir anlam ilişkisi kurulabilmelidir.
Arada bir anlam ilişkisi kurulamıyorsa sözcük daha fazla bölünemez.
Örnek:
“gözlük” sözcüğü ile “göz” arasında anlam ilişkisi vardır.
Ortak Kökler
Hem isim hem de fiil kökü olarak kullanılan sözcükler vardır.
Böyle sözcükler arasında anlam ilgisi varsa bu sözcüklere kökteş kök; anlam ilgisi yoksa sesteş kök denir.
Kökteş:
- Bu yemekte hiç tat yok. (İSİM).
- Şundan biraz tat (FİİL).
- Bu sıva dökülmeye başlamış. (İSİM).
- Duvarı sıva bakalım. (FİİL).
SESTEŞ:
- Bu yaz Bodrum’a gideceğim. (İSİM).
- Gençlik konulu bir kompozisyon yaz. (FİİL).
- Bana bir gül almış. (İSİM).
- Üzülme artık biraz gül. (FİİL).
Türkçemizdeki bazı kökteş sözcükler şunlardır:
Savaş, barış, yarış, güreş, ağrı, eski, ekşi, acı, yama, güven, boya, sıva, damla, kuru, göç, don, dik, tat, şiş, toz…
Kökün Özellikleri
Türkçe, sondan eklemeli bir dil olduğundan, bütün ekler kökün sonuna eklenir.
Bu yüzden Türkçede kök, her zaman sözcüğün başındadır.
Kök, tâbi olunan; ek, tâbi olan öğedir.
Başka bir deyişle Türkçede, kök sabit kalır, ek köke uyum sağlamaya çalışır.
Bu yüzden kökler, ek alsalar da bir değişime uğramazlar.
Ancak bu olayın bozulduğu birkaç istisnai durum vardır.
Yönelme eki alan 1. ve 2. tekil kişi zamirleri ses değişimine uğrar.
- ben -> bana.
- sen -> sana.