Can Yücelin benzersiz bu eserine ne zaman her hangi bir sayfada denk gelirsem, o dönemde karşı karşıya kaldığım ruh haline uygun derin duygulara sevkeder beni…
İşte yıllar önce öylesi bir zamanda, üstadın her duygudan her kese hitap eden bu şirinin
Farsça
çevirisini de yapmaya çalışmıştım…
Kategori: Şiir ve Edebiyat
Taş Gelin Efsanesi
Yaylacık Dağı Akbelen (Bizeri ) yaylasındaki taş gelin hikayesi.
Erbaa’nın yaylacık dağına yakın bir köyünden Kazova’nın bir köyüne, çok güzel, sevimli, ahlaklı saygılı bir kız gelin verilir. Beyi çok sevecen olgun efendi biriymiş. Fakat kayınvalidesi, kayınbiraderleri pek fena imişler. Geline iyi davranmamışlar.
Şu her gün karşımızda gördüğümüz Boğaziçi’nin güzelliğini müjdeleyen Kızkulesi var ya, bir zamanlar bu kulede bir kız yaşarmış derler, ona aşık bir delikanlı her gece Galata’dan kuleye yüzer, sevgilisine kavuşurmuş… Bir gece fırtına çıkmış, deniz delikanlıyı alıp götürmüş, ölü gövdesini ertesi sabah kulenin dibine atmış.
Bu masal Kızkulesi için anlatılır, oysa, Hero ile Leandros’un efsanesi aslında Boğaziçi’nde değil, Çanakkale Boğazında geçer. Ama masal bu, sahnesi nerede olursa olsun, bir hayal, birde hakikat payı taşır.
Ben üç yapraklı bir yoncayım.
Ben üç yapraklı bir yoncayım. Sıradan… Ama yüreğini yapraklarının üzerinde taşıyan!
Milyonlarca yoncadan sadece bir tanesiyim. Koca bir çınarın altında kah rüzgarla sallanan, kah güneşin doğuşuyla yeniden canlanan..
Mektup Nasıl Yazılmalı?
Mektup, yakın bir arkadaşınıza yapacağınız muazzam bir beyandır: Onu düşündüğünüzü ve ilişkinizi bunu yazıya dökecek kadar önemsediğinizi ve bu irtibatın diğerlerinden farklı bir önemi olduğunu anlatır.